3 Kasım 2014 Pazartesi


İŞ CİNAYETİ SONUCU ÖLEN ÇOCUK İŞÇİ İÇİN KÜTÜPHANE YAPTILAR

Türkiye’de ilk defa iş cinayeti sonucu ölen bir çocuk anısına kütüphane yapıldı. İş cinayeti sonucu geçen yıl 31 Ekim’de can veren Eren Eroğlu’nu arkadaşları unutmadı.  Tabela takmaya gönderildiği Özel Doğa Hastanesinde yüksek gerilim hattından geçen elektrik akımına kapılarak yaşamını yitiren çocuk işçi Eren Eroğlu’nun adını taşıyan kütüphane yapıldı. CHP İstanbul Zeytinburnu Gençlik Kolları üyeleri imece usülü kitap toplayarak Eren Eroğlu için Zeytinburnu İlçe Örgütü’nde oluşturdukları kütüphaneyi önceki gün akşam törenle açtı.
Çocuk kitaplarının, dünya klasiklerinin, Aziz Nesin’in, Uğur Mumcu’nun kitaplarının yer aldığı kütüphanenin açılış töreninde CHP Gençlik Kolları üyeleri Eren Eroğlu için besteledikleri şiiri de okudu.
Duygusal anların yaşandığı törenin sonunda Eren Eroğlu’nun ailesi gençlere örnek davranışları için teşekkür etti. Eroğlu ailesi Eren’in kitaplarını kütüphaneye bağışlayacağını açıklarken, CHP Zeytinburnu İlçe Örgütü Gençlik Kolları üyeleri de sorumlular hesap verene kadar iş cinayetleri davalarının takipçisi olacaklarına söz verdi.
ARANAN ADALETİ BULSAYDILAR BELKİ ERMENEK OLMAYACAKTI


İş cinayetlerinde yakınlarını kaybedenler, iş cinayetlerine dikkat çekmek, iş cinayetleri davalarındaki gelişmeleri aktarmak için  35’nci Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde Taksim’de buluştu. Nöbete ve nöbet öncesi yürüyüşe duyarlı yurttaşlar da destek verdi. Sabiha Görün isimli bir yurttaş yürüyüş ve nöbet sırasında gözyaşlarını tutamadı. Görün, “Her gün haberlerde izleyemeye yüreğim kaldırmıyor. Destek vermek için buraya geldim. Oğlum iktidarın bir şey yapacağı yok. Biz bu cinayetleri böyle tepki göstererek önleyebiliriz”dedi.
Taksim Tramvay Durağı’nda biraraya gelen yurttaşlar burada beklenen bir tepkiyle karşılaştı.  Sivil polisler Vicdan ve Adalet nöbetine katılmak için bekleyen yurttaşları itekleyerek Fransız Konsolosluğu önüne sürükledi. Polislere  “Size de bir gün adalet lazım olur. Utanmıyor musunuz işçi ölümleri artarken bize böyle davranmaya”  şeklinde tepki gösterdiği duyuldu.
Fransız Konsolosluğu’ndan “İş kazası değil, cinayet” yazılı pankartın ardında kortej oluşturan vicdan nöbetçileri, ellerinde iş cinayetlerinde ölen işçilerin adının yazılı olduğu dövizlerle Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Galatasaray Meydanı’nda aileler adına açıklamayı 31 Ekim 2013’te Özel Doğa Hastanesi’ne tabela takarken yüksek gerilim hattından geçen elektriğe kapılarak 17 yaşında iş cinayeti sonucu yaşamını yitiren Eren Eroğlu’nun ustası Nazmi Aktaş okudu. Kendisini çocuk işçi Eren Eroğlu’nun abisi olarak tanıtan Eroğlu ailesinin cinayet gününden bu yana en yakın destekçisi Aktaş açıklamada şunlara dikkat çekti.
“İş cinayetleri davalarında bir çok eksiklik görülüyor.Savcılar gerekli incelemeleri yaparak, düzgün iddianemeler yazmıyor.Denetim görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin yargılanmasında kaçınılıyor. Bilirkişi raporlarında açıkça işverenler kayırılıyor. Davalar çok uzun sürüyor, iş cinayetlerinde yakınlarını kaybedenler duruşmalara git gel yılıyor. Duruşmaları takip edemiyor. Çoğu dava sonunda düşük oranda cezalar çıkıyor, kusurlu olan kamu görevlileri yargılanmadan görevlerini yapmaya devam ediyor. İş cinayetlerinin önlenmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı. Kusurlu kamu görevlilerinin yargılanmasının ve denetimin önü açılmalı. Bilirkişi raporları tarafsız şekilde incelikle hazırlanmalı. Sendika üyeliğinin önü açılmalı, taşeron çalışma düzenine son verilmeli…”
Açıklamanın ardından Karaman Ermenek’te yakının toprak altından çıkarılmasını bekleyen madenci yakının ses kaydı dinletildi. Bu sırada gözyaşlarının tutulamadığı dikkat çekti. Ardından 35’nci Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin röportajcısı gazeteci Merve Erol ailelere söz verdi.

SAVCIDAN KAMU DOKUNULMAZLIĞI
Eren Eroğlu’nun ailesi, ilk duruşmada savcının yazdığı iddianame nedeniyle kamu görevlilerinin yargılanmasının önünün kesildiğine dikkat çekti. Tüm sorumlular yargılanana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyleyen aile fertleri 13 Kasım’daki ikinci duruşmaya yurttaşları davet etti.
Ankara’da Ostim-İvedik patlamasında yakınlarını kaybedenler, davanın 3 yıldır bitmediğine dikkat çekti. Savcının 9 Aralık’taki duruşmada mütalaa vermesini beklediklerini söyleyen Ostim-İvedik davasında adalet arayanlar, “Patlama sonrası mücadelemizle ilgili bir belgesel yapıldı. ‘Sonu yok’ diye tepkiler aldık. Dava bitmiyor ki sonu olsun! Adalet bize soğuk. Biz işverenlerin tarafına da soğuk olmasını, tarafsız olmasını istiyoruz. Adaletin saraylarda  olmaması lazım” diye seslendi.

İŞVEREN BİLİR KİŞİLİĞİ
İş cinayetlerinde yakınlarını kaybedenlerin gönüllü avukatıyken, Soma faciasında 2 kuzenini kaybeden Berin Demir’de, “Bilirkişi raporları canımızı çok yakıyor. İçlerinde işverenlerin işine yarayacak şekilde çarpıtmalar, yanlış bilgilendirmeler yer alıyor. İşverenlerin kusurlarını hafifleten, ölen işçilerin kusur oranlarını yükselten raporlar hazırlanıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden bu durumla ilgili randevu talep ettik. Bizi kabul ettiler. Üniversitenin meziyetlerinden, Türkiye’de var olan mühendisliğin altyapısının İTÜ’ye borçlu olduğundan bahsettiler. Üniversitelerdeki akademisyenler hazırladıkları bilirkişi raporlarıyla, sırf biraz daha yüksek ücretler alma kaygısıyla işverenlere hizmet ediyorlar. Kabul edilemeyecek bir durum. Bilirkişi raporları incelikle hazırlanmalı”dedi.

DOĞAN HOLDİNG’İN İKİ YÜZÜ
Gazeteci Cem Emir’in ailesi şunları söyledi: ” Ermenek’le ilgili Doğan Holding’e bağlı CNN Türk’ün yaptığı habercilikten övgüyle bahsediliyor. Ağabeyim Doğan Haber Ajansı’nda çalışırken haber için gittiği Van’da Bayram Otel’in enkazının altında kalarak can verdi. İşveren iş kazası olarak bildirme mecburiyeti varken bildirmedi. İkiyüzlü bunlar. İş cinayeti davasında işveren vekilliği yapıp sonra Soma’ya giden Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu gibi..”

ÖRGÜTLÜ MÜCADELE
Davutpaşa patlamasında 18 yaşındaki kardeşini kaybeden Hakkı Güleç ise, “Biz kaybettiklerimizi geri getiremeyiz. Örgütlü mücadele ediyoruz ki başkaları yanmasın. Örgütlü halk iş cinayetlerini önleyebilir” diye konuştu.